İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün 2022 Dünya Raporunda Türkiye

0
442

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (Human Rights Watch-HRW) insan hakları ihlallerine ilişkin 2022 Dünya Raporu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın otoriter ve son derece merkezileşmiş hükümetinin, hükümete karşı eleştirel yaklaşım gösterdiği düşünülen kişileri ve siyasi muhalifleri hedef alarak, yargı bağımsızlığını derinden sarsarak ve demokratik kurumların içini boşaltarak, Türkiye’nin insan hakları sicilini onlarca yıl geriye götürdüğünü belirtmektedir.

Rapor, Türkiye’de ciddi şekilde ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğü ihlallerinin yaşandığını, medya kuruluşlarının çoğunun Erdoğan ile yakın bağlantıları olan şirketlere ait olduğunu ve en az 58 gazeteci ve medya çalışanının, gazetecilik faaliyetleri veya medya bağlantıları nedeniyle Terörle Mücadale Kapsamındaki suçlardan tutuklu veya hükümlü olarak hapiste bulunduğunu aktarmaktadır.

İnsan hakları savunucuları üzerinde çok ağır baskının yaşandığını belirten raporda, insan hakları savunucusu Osman Kavala’nın dört yıldır süren tutukluluğu ve  davasının, hükümeti eleştiren insan hakları grupları ve diğer sivil toplum örgütleri üzerindeki baskının ne kadar büyük olduğunu ortaya koyduğu vurgulanmaktadır.

Rapor, Ocak ayında Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine Dair Kanunun yürürlüğe girdiğini, ancak Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uyum amacıyla çıkartılmış olduğunu iddia etmesine rağmen, kanunun aslen İçişleri Bakanlığı’nın sivil toplum örgütlerinin kanuni ve meşru faaliyetlerinin önlenmesine yönelik yetkilerini artırdığını belirtmektedir .

Türkiye’de polis gözetiminde işkence, kötü muamele ve zorla kaybetme vakalarının ciddi oranda arttığı yazılan raporda, bu iddialara yönelik açılan savcılık soruşturmalarında ilerleme kaydedilmediği ve bu suçları işleyen güvenlik güçlerinin cezasız kaldığı vurgulanmaktadır. Rapor, Anayasa Mahkemesi’nin, Mayıs 2021 tarihinde kötü muamele yasağının ihlal edildiğine dair iki kararı örnek olarak göstermektedir. Bu kararlardan birincisi erkek bir öğretmenin Afyon ilinde, polis gözetiminde işkence ve tecavüze maruz kaldığı iddiasıyla, ikincisi ise yine erkek bir öğretmenin, Antalya ilinde polis tarafından acilen ameliyat olmasını gerektirecek ölçüde işkence gördüğüne ilişkin yaptığı suç duyurusuya ilgilidir.

Raporda, güneydoğuda Eylül 2020’de, askeri personel tarafından gözaltına alınıp götürülen ve daha sonra aileleri tarafından hastanede yaralı olarak bulunan Osman Şiban ve Servet Turgut hakkında açılan savcılık soruşturmasında da herhangi ilerleme olmadığı aktarılmaktadır.

Rapor, kaçırma ve zorla kaybetme vakalarının devam ettiğini ve en uzun süre kayıp kalan kişilerin, Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddia edilenler olduğunu belirtmektedir. Bu kapsamda eski bir devlet memuru olan Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in 29 Aralık 2020’de Ankara’da kaybolduğu, yetkililerin Küçüközyiğit’in tutuklu olarak hapiste bulunduğunu ailesine ancak bu durumu 14 Temmuz’da bildirdiği,  Küçüközyiğit’in yedi ay boyunca nerede tutulduğu hakkında herhangi bir bilginin bulunmadığı da raporda bahsedilmektedir. Rapor, başka bir eski devlet memuru olan Yusuf Bilge Tunç’un ortadan kaybolduğu 2019 Ağustos tarihinden itibaren nerede olduğunun bilinmediğini de vurgulamaktadır.

Raporda, Türkiye makamlarının, Gülen hareketi destekçisi olduğu iddia edilen ve çoğu öğretmen olan kişilerin iadesinin dünyadaki farklı ülkelerden talep ettiğini ve iade taleplerine uyan bazı ülkelerin, kanuni yollar ve yargı denetimini devre dışı bırakarak, insanları kaçırma, zorla kaybetme ve kişilerin yasa dışı transferi gibi suçlara ortak olduğunu aktarmaktadır. Bu olaylara örnek olarak, 2021’de Orhan İnandı’nın Kırgızistan’dan Türkiye’ye yasadışı kaçırılması ve Kenya’da kayıtlı bir sığınmacı olan Selahaddin Gülen’in Türkiye’ye getirilmesi gösterilmektedir.

Raporda sol veya Kürt siyasetindeki bazı kişilerin, sivil giyimli güvenlik görevlileri tarafından kaçırıldıkları ve resmi olmayan yerlerde zorla alıkonuldukları belirtilmektedir. Rapor, 20 Ocak’ta İstanbul’da kaçırıldığı, sorgulandığı, işkence gördüğü ve 26 Ocak’ta serbest bırakıldığı iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunan Gökhan Güneş’in davasından bahsetmektedir.

Raporda ayıca, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını içeren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamamasının, Türkiye’nin Avrupa Konseyi ile ilişkisini olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün 2022 Dünya Raporunun Türkiye kısmına buradan ulaşabilirsiniz:

https://www.hrw.org/tr/world-report/2022/country-chapters/380772